Diyetisyen Çağatay Kansız: Ramazanda besin çeşitliliği ve ölçüsüne dikkat edilmeli

TAKİP ET

BESLENME ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Çağatay Kansız, ramazanda besin değeri yüksek gıdaların tüketilmesi gerektiğini...

BESLENME ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Çağatay Kansız, ramazanda besin değeri yüksek gıdaların tüketilmesi gerektiğini belirterek “Ramazanda iftar ve sahur temel iki ana öğünümüzdür. Her iki öğünde de vücudun gereksinimi karşılayacak düzeyde enerji, protein, yağ, vitamin ve mineral içeren yiyecek ve içecekler besin çeşitliğine dikkat edilerek ölçülü bir şekilde vücuda alınmalıdır” dedi.

Trabzon’da özel beslenme ve diyet merkezinde görev yapan Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Çağatay Kansız, ramazan ayında beslenme konusunda dikkat edilmesi gerekenleri anlattı, iftar ve sahurda tüketilmesi gereken gıdalar hakkında açıklamalarda bulundu.

Ramazanda yeterli ve dengeli beslenmenin önemine değinen Çağatay Kansız, aşırı şekerli yiyecek ve içeceklere karşı da uyarılarda bulunarak, “Yeterli ve dengeli beslenme tüm yaşam boyunca önemli olduğu gibi Ramazan sürecinde de öğün sayısı kısıtlı olduğundan bu ilkeye dikkat etmek gerekir. Toplumsal önemi büyük olan Ramazan ayında birçok yemek çeşidini barındıran mükellef aile sofraları ve davetler vazgeçilmezimizdir. Özellikle bu dönemde sağlıklı beslenme şeklinin dışına çıkmak mide ve bağırsak şikayetlerine yol açabilir. İftar ve sahur temel iki ana öğünümüzdür. Her iki öğünde de vücudun gereksinimi karşılayacak düzeyde enerji, protein, yağ, vitamin ve mineral içeren yiyecek ve içecekler besin çeşitliğine dikkat edilerek ölçülü bir şekilde vücuda alınmalıdır. İftarda ve sahurda aşırı şekerli yiyecek ve içecek tüketimi kan şekeri dalgalanmalarına yol açacağı için bu tür seçeneklerin çok sınırlı tüketimine özen göstermek gerekir. Tip 2 diyabet, hipertansiyon, kalp ve böbrek hastalıkları gibi sağlık sorunları olanlar doktora danışmadan oruca başlamamalı ve eğer oruç tutacaklarsa da diyetisyen takibinde beslenme düzenleri oluşturulmalıdır” diye konuştu.

‘İFTARA HURMA İLE BAŞLANIP ÇORBA İLE DEVAM EDİLEBİLİR’

Diyetisyen Kansız, iftarda tüketilmesi gereken gıdalardan bahsetti ve çorbanın ardından yemeğe ara verilmesi gerektiğini belirterek, “İftarda hurma, kuru kayısı, peynir, zeytin veya helva gibi iftariyeliklerle oruç açılıp ardından çorba ile devam edilebilir. Bir süre ara verip ana yemeğe geçilmelidir. Ana yemek olarak et-tavuk-balık yemekleri, etli-zeytinyağlı sebze yemeği veya kurubaklagil tercih edilebilir. Bunun yanında yoğurt, cacık veya ayrana soframızda yer vermeliyiz. İftar menüsüne göre pilav-makarna ve börek seçenekler arasında olabilir. Vitamin, mineral ve lif desteği açısından zengin olan salata ve meyve de tüketilebilir” dedi.

SAĞLIK SORUNLARINA KARŞI YAVAŞ YEME ÖNERİSİ

İftarda hızlı yemek yemenin tansiyonu yükselteceğini belirten Diyetisyen Kansız, “Midenin gün içinde uzun süre boş kalması sebebiyle bir anda hızlı yemek ani şeker ve tansiyon yükselmelerine, bağırsak ve mide rahatsızlıklarına yol açabilir. Bunun önüne geçmek için yavaş ve çiğneyerek tüketmek ve porsiyon ölçüsüne dikkat etmek önemlidir. Ramazan ayının simgelerinden olan pidenin kontrollü tüketimi ve yemeklerin az yağlı ve kızartılmamış olması sağlıklı seçim açısından önemlidir. Pideyi bazen tam tahıllı ekmek veya ekşi maya ekmekle değiştirmek tüketim kontrolü açısından faydalı olacaktır. Ramazan ayında tatlı seçeneği olarak ağır hamur tatlıları yerine meyveli tatlılar veya simge tatlı olan güllaç seçilip ölçülü tüketilmelidir” ifadelerini kullandı.

İFTAR VE SAHUR ARASINDA ARA ÖĞÜN

İftar ve sahur arasında meyve ve kuruyemiş tüketilmesini öneren Diyetisyen Kansız, “İftar ve sahur arasında sağlıklı seçenekler olan mevsime uygun taze meyve çeşitleri, badem-fındık gibi kuruyemişler ve yoğurt-kefir ara öğün olarak tüketilebilir. Veya iftarda yenmediyse tatlı hakkınızı burada da kullanabilirsiniz” dedi.

'SAHUR YAPMAK METABOLİZMA HIZINI KORUYOR'

Sahur yapma alışkanlığının ramazan süresince sağlıklı kalmaya yardımcı olacağını belirten Diyetisyen Kansız, şunları söyledi:

“Sahur yapmayı alışkanlık haline getirmek metabolizma hızının korunması ve orucun sağlıklı başlangıcı açısından önemlidir. İftarda aşırı ve kontrolsüz besin tüketiminin önüne geçmek ve gün içinde kan şekeri dengesinin korunması açısından tok tutucu protein ve lif açısından zengin ve besleyici bir öğün seçmek gün boyu enerji seviyesini korumak açısından önemlidir. Aşırı tatlı-tuzlu yiyecekler, ağır yağlı kızartmalar, pilav ve makarna gibi seçimler mide şikayetlerine sebep olabilir. Bu nedenle hazmı kolay peynir, yumurta, zeytin gibi kahvaltılık seçenekler veya çorba, süt, yoğurt, salata ve kuru meyveler de tüketilip tokluğu arttırmak için tam buğday ekmeği de menüye eklenebilir.”

'MEŞRUBATLAR SU YERİNE GEÇMİYOR!'

Çay kahve ve diğer meşrubatların su yerine geçmediği bilgisini paylaşan Diyetisyen Kansız, egzersizin de önemine dikkati çekerek, “Ramazan süresince günlük 2-2,5 litre su tüketimi kaybedilen sıvının yerine konması ve vücut fonksiyonlarının yerine getirilmesi açısından gereklidir. Çay, kahve ve meşrubatlar su yerine geçmemektedir. Asitli içeceklerin tüketimi ek olarak gaz ve şişkinlik gibi problemlere yol açabilir. İftar ve sahurda az şekerli limonata veya kompostolar da tercih edilebilir. Cips, tuzlu çekirdek ve kuruyemiş gibi gıdalar, kafeinli içecekler ve eklenti tuz tüketiminin artışı su ihtiyacını arttıracak olduğundan bu detaya dikkat etmek gerekir. Ramazan ayında sık tüketilen pide, tatlı ve meşrubat gibi seçimler ve gün içinde yavaşlayan metabolizma sebebiyle kilo alımının önüne geçmek aynı zamanda iftar sonrası oluşabilecek mide bağırsak sorunlarını aza indirmek için egzersizi sürece dahil etmek önemlidir. Aynı zamanda oluşabilecek kabızlık gibi semptomlara yönelik egzersiz seçeneği bağırsak hareketliliği ile birlikte iyileşme açısından düşünülmelidir” diye konuştu.