ANTALYA'daki Trebenna Antik Kenti’nde dedektörle arama yapan define avcılarının mezarları kazdığı, antik yapılara zarar verdiği ortaya çıktı. Antalya Valiliği Kültür Varlıkları Birim Sorumlusu Cemil Karabayram, “Çerez gibi satıyorlar bu cihazları. Bunların ruhsata tabi olması lazım. Arkeolojiye sıkılmış bir kurşun bu" dedi.
Konyaaltı ilçesi sınırlarında bulunan ve tarihi M.S. 2’nci yüzyıla kadar uzanan Trebenna Antik Kenti, kaçak kazı yapan defineciler tarafından talan ediliyor. Kent merkezine yakın olmasına karşın, çok az bilinen antik kente gelen define avcıları, beraberinde getirdikleri dedektörlerle değerli metal arıyor. Antik kentin kapısı başta olmak üzere ayakta duran yapıların birçoğuna zarar veren bu kişiler, mezar başlarının bulunduğu alandaki 3 antik mezarı da kazdı. Bir mezarı 2 metre kadar kazan definecilerin altın ya da benzeri değerli metal bulup bulmadıkları bilinmiyor.
‘CİHAZ BİLİNENİN AKSİNE İŞE YARAMIYOR’
Bazı kişilerin antik kentlerde define aradığını, bunu da dedektörlerle yaptığını anlatan Antalya Valiliği Kültür Varlıkları Birim Sorumlusu Cemil Karabayram, cihazın bilinenin aksine işe yaramadığını söyledi. Bir pazarlama stratejisi olarak altına farklı tonda, gümüşe farklı tonda ses çıkarıp uyardığı yönündeki bilgilerin doğru olmadığını anlatan Karabayram, “Likya'nın dağları, Pamfilya'nın dağları, hatta Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu'da birçok yeri tahrip ediyorlar. Bunu da dedektörle yapıyorlar. Aslında bu cihaz bir yalan, kabus" dedi.
‘SABAHA KARŞI VE GECE KAZIYORLAR’
Avrupa'da bu türden cihazların ruhsatsız satışının yasak olduğunu belirten Cemil Karabayram, “Bu dedektör satışlarının kısıtlanması lazım. Arkeolojik alanlar bir kabusa mahkum edildi. Devlet elinden geldiğince her yeri koruyor ama sabaha karşı ve gece kazıyorlar. Çerez gibi satıyorlar bu cihazı. Ruhsata tabi olması lazım. Arkeolojiye sıkılmış bir kurşun bu. İnternette her yerde var bu cihaz. Kişi silah ruhsatı aldığı gibi dedektör için de ruhsat alsın. Arkeolojiye sıkılan bu kurşunları temizlemek bizim görevimiz" diye konuştu.
'TENEKE PARÇASINA DAHİ ÖTEN BİR CİHAZ'
Jeofizik Mühendisi İlyas Toklu da dedektörün çalışma mantığını anlattı. Bu türden cihazları satanların para kazandığını, alanların ise kazanç elde edemediğini söyleyen Toklu, “Altın, gümüş, bakır ayrımı yapabilecek kapasitede bir cihaz değildir. Altında farklı, gümüşte farklı, bakırda farklı sinyaller veriyor, diye pazarlanıyor. Böyle bir cihaz da yok zaten. Değerli metallerin elektrik geçirgenlik özelliği virgülden sonraki rakamlarla ifade edilecek kadar küçük farklılık gösterir" dedi.
Dedektörlerin aslında mayın tespiti için geliştirildiğini anlatan Toklu, “Yerin 30 50 santimetre altındaki mayını tespit etmek için geliştirilmiş cihazlar. Öyle metrelerce derindeki altını falan bulamaz. Kaz babam kaz, sonra kendini üzüyor. Ufak bir teneke parçasına bile öten bir cihaz. 30 santimetreye kadar hassasiyeti olan cihazlar" diye konuştu.
Diğer yandan internette dedektör satışı da açık şekilde yapılıyor. Üstelik herhangi bir belge de istenmiyor. 15 bin liradan başlayıp 200 bin liraya kadar fiyatlarla dikkati çeken dedektörlerin bazıları ise 'Altın ve define avcıları için geliştirilen dedektör' yazılarak pazarlanıyor.
Konyaaltı ilçesi sınırlarında bulunan ve tarihi M.S. 2’nci yüzyıla kadar uzanan Trebenna Antik Kenti, kaçak kazı yapan defineciler tarafından talan ediliyor. Kent merkezine yakın olmasına karşın, çok az bilinen antik kente gelen define avcıları, beraberinde getirdikleri dedektörlerle değerli metal arıyor. Antik kentin kapısı başta olmak üzere ayakta duran yapıların birçoğuna zarar veren bu kişiler, mezar başlarının bulunduğu alandaki 3 antik mezarı da kazdı. Bir mezarı 2 metre kadar kazan definecilerin altın ya da benzeri değerli metal bulup bulmadıkları bilinmiyor.
‘CİHAZ BİLİNENİN AKSİNE İŞE YARAMIYOR’
Bazı kişilerin antik kentlerde define aradığını, bunu da dedektörlerle yaptığını anlatan Antalya Valiliği Kültür Varlıkları Birim Sorumlusu Cemil Karabayram, cihazın bilinenin aksine işe yaramadığını söyledi. Bir pazarlama stratejisi olarak altına farklı tonda, gümüşe farklı tonda ses çıkarıp uyardığı yönündeki bilgilerin doğru olmadığını anlatan Karabayram, “Likya'nın dağları, Pamfilya'nın dağları, hatta Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu'da birçok yeri tahrip ediyorlar. Bunu da dedektörle yapıyorlar. Aslında bu cihaz bir yalan, kabus" dedi.
‘SABAHA KARŞI VE GECE KAZIYORLAR’
Avrupa'da bu türden cihazların ruhsatsız satışının yasak olduğunu belirten Cemil Karabayram, “Bu dedektör satışlarının kısıtlanması lazım. Arkeolojik alanlar bir kabusa mahkum edildi. Devlet elinden geldiğince her yeri koruyor ama sabaha karşı ve gece kazıyorlar. Çerez gibi satıyorlar bu cihazı. Ruhsata tabi olması lazım. Arkeolojiye sıkılmış bir kurşun bu. İnternette her yerde var bu cihaz. Kişi silah ruhsatı aldığı gibi dedektör için de ruhsat alsın. Arkeolojiye sıkılan bu kurşunları temizlemek bizim görevimiz" diye konuştu.
'TENEKE PARÇASINA DAHİ ÖTEN BİR CİHAZ'
Jeofizik Mühendisi İlyas Toklu da dedektörün çalışma mantığını anlattı. Bu türden cihazları satanların para kazandığını, alanların ise kazanç elde edemediğini söyleyen Toklu, “Altın, gümüş, bakır ayrımı yapabilecek kapasitede bir cihaz değildir. Altında farklı, gümüşte farklı, bakırda farklı sinyaller veriyor, diye pazarlanıyor. Böyle bir cihaz da yok zaten. Değerli metallerin elektrik geçirgenlik özelliği virgülden sonraki rakamlarla ifade edilecek kadar küçük farklılık gösterir" dedi.
Dedektörlerin aslında mayın tespiti için geliştirildiğini anlatan Toklu, “Yerin 30 50 santimetre altındaki mayını tespit etmek için geliştirilmiş cihazlar. Öyle metrelerce derindeki altını falan bulamaz. Kaz babam kaz, sonra kendini üzüyor. Ufak bir teneke parçasına bile öten bir cihaz. 30 santimetreye kadar hassasiyeti olan cihazlar" diye konuştu.
Diğer yandan internette dedektör satışı da açık şekilde yapılıyor. Üstelik herhangi bir belge de istenmiyor. 15 bin liradan başlayıp 200 bin liraya kadar fiyatlarla dikkati çeken dedektörlerin bazıları ise 'Altın ve define avcıları için geliştirilen dedektör' yazılarak pazarlanıyor.