Endokrinolog Prof. Dr. Mitat Bahçeci az ya da çok çalışması çeşitli sorunlara yol açan tiroid bezinin salgıladığı hormonlar bakımından önemine dikkat çekti. Tiroid hormonlarının daha anne karnındayken hayati önemde olduğunu belirten Prof. Dr. Bahçeci, "Anne karnındaki bebeğin kas, kemik ve beyin gelişimi için tiroid hormonları elzemdir. Bu nedenle çocuk sahibi olmak planlanırken daha gebe kalmadan önce mutlaka tiroid hormonları ölçülmelidir" dedi.
Kent Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mitat Bahçeci, tiroid bezinin kendi küçük, önemi büyük bir organ olduğunu vurguladı. Her yıl 21 25 Mayıs Tiroid Farkındalık Haftası'nda tiroid sağlığına dikkat çekildiğini belirten Prof. Dr. Bahçeci, hekimlerin kan tahlili talepleri içinde sıklıkla yer alan tiroid bezi hormon değerlerinin neden önemli olduğunu şöyle anlattı: "Tiroid bezi boyun orta hatta yerleşmiş, nefes borusunun önünde, adem elmasının her iki yanına uzanan kelebek biçiminde bir endokrin organ olup yaklaşık 25 gram ağırlığında görece küçük bir bez olsa da salgıladığı hormonlar açısından hayati önemdedir. Tiroid bezinin esas hormonları T3, T4 ve Kalsitonin adlı hormonlardır. Tiroid bezi hipofiz bezinden salgılanan TSH adlı bir hormonun kontrolü altındadır ve tiroidin çalışmasıyla TSH arasında ters bir orantı vardır. Özel örnekler dışında tiroid bezi çok çalışırsa TSH baskılanırken, az çalışması durumunda TSH düzeyi artmaktadır. Tiroid hormonları daha anne karnındayken de hayati öneme sahiptir. Şöyle ki, anne karnındaki bebeğin kas, kemik ve beyin gelişimi için tiroid hormonları elzemdir. Bu nedenle çocuk sahibi olmak planlanırken daha gebe kalmadan önce mutlaka tiroid hormonları ölçülmelidir. Çocukluk çağında öğrenme güçlüğü çeken ve kolay yorulan çocuklarda, ailesinde tiroid hastalığı olan çocuklarda belli aralıklarla mutlaka tiroid hormon ölçümü yapılmalıdır."
'KADINLARDA DAHA ÇOK GÖRÜLÜYOR'
Tiroid hastalığının genelde kadınları etkilediğini, her 7 8 kadına karşılık 1 erkek hastada görüldüğünü kaydeden Prof. Dr. Bahçeci tiroid bezinin az ya da çok çalışmasının yol açtığı sağlık sorunları hakkında şu bilgileri verdi: "Kilo alma, ödem, yüzde şişlik, saçlarda kabalaşma ve dökülme, kabızlık, aşırı adet kanaması, soğuğa tahammülsüzlük, kalp hızında yavaşlık, halsizlik, bitkinlik, kolay yorulma, güçsüzlük, içe kapanma, gebe kalmada zorluk gibi yakınmalar tiroid bezinin az çalışmasını yani hipotiroidiyi akla getirmelidir. Bunun aksine istem dışı kilo kaybı, sinirlilik, stres, kalp çarpıntısı, kalp hızında artış, ellerde titreme, aşırı terleme, uykusuzluk, saçlarda incelme ve dökülme, adet bozukluğu, kas güçsüzlüğü, bazen gözde dışa doğru büyüme ve boyunda kozmetik soruna yol açan şişlik gibi belirtiler tiroid bezinin çok çalışmasının yani hipertiroidinin belirtisi olabilir. Yine atrial fibrilasyon denilen bir kalp ritim bozukluğunun varlığında da mutlaka tiroid hormonu bakılmalıdır. Bazen de sadece boyunda şişlik şeklinde ortaya çıkabilir ki bu durumda diffüz veya nodüler guatr söz konusudur. Nodüler guatr da önemli bir sorun da tiroid kanserlerinin nodüllerde ortaya çıkmasıdır."
'MİKROBİK BİR OLAY DEĞİLDİR VE BULAŞICILIĞI YOKTUR'
Prof. Dr. Bahçeci tiroid bezinin çok sık görülen ve az çalışmasına yol açabilen otoimmün bir tiroid bezi iltihabı olan Hashimoto tiroiditi hakkında da bilgi verip uyarılarda bulundu. Bahçeci, "İltihap demekle birlikte bu hastalık mikrobik bir olay değildir ve bulaşıcılığı yoktur. Kadınlarda oldukça sık olarak karşımıza çıkmakta ve tiroid hormon düzeyi normal olduğu sürece hiçbir belirti vermemektedir. Bu nedenle özellikle genç kadınlarda, aile hikayesi olanlarda, gebe kalmakta zorluk çekenlerde mutlaka hem tiroid hormonu hem de Hashimoto tiroiditi'ni gösteren antikor düzeyine bakılmalıdır. Özetle belirli aralıklarla tiroid bezinin muayenesi, gereğinde tiroid hormon düzeyinin ölçülmesi her yaşta büyük önem gösterdiğinden mutlaka yapılmalıdır" diye konuştu.
Kent Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mitat Bahçeci, tiroid bezinin kendi küçük, önemi büyük bir organ olduğunu vurguladı. Her yıl 21 25 Mayıs Tiroid Farkındalık Haftası'nda tiroid sağlığına dikkat çekildiğini belirten Prof. Dr. Bahçeci, hekimlerin kan tahlili talepleri içinde sıklıkla yer alan tiroid bezi hormon değerlerinin neden önemli olduğunu şöyle anlattı: "Tiroid bezi boyun orta hatta yerleşmiş, nefes borusunun önünde, adem elmasının her iki yanına uzanan kelebek biçiminde bir endokrin organ olup yaklaşık 25 gram ağırlığında görece küçük bir bez olsa da salgıladığı hormonlar açısından hayati önemdedir. Tiroid bezinin esas hormonları T3, T4 ve Kalsitonin adlı hormonlardır. Tiroid bezi hipofiz bezinden salgılanan TSH adlı bir hormonun kontrolü altındadır ve tiroidin çalışmasıyla TSH arasında ters bir orantı vardır. Özel örnekler dışında tiroid bezi çok çalışırsa TSH baskılanırken, az çalışması durumunda TSH düzeyi artmaktadır. Tiroid hormonları daha anne karnındayken de hayati öneme sahiptir. Şöyle ki, anne karnındaki bebeğin kas, kemik ve beyin gelişimi için tiroid hormonları elzemdir. Bu nedenle çocuk sahibi olmak planlanırken daha gebe kalmadan önce mutlaka tiroid hormonları ölçülmelidir. Çocukluk çağında öğrenme güçlüğü çeken ve kolay yorulan çocuklarda, ailesinde tiroid hastalığı olan çocuklarda belli aralıklarla mutlaka tiroid hormon ölçümü yapılmalıdır."
'KADINLARDA DAHA ÇOK GÖRÜLÜYOR'
Tiroid hastalığının genelde kadınları etkilediğini, her 7 8 kadına karşılık 1 erkek hastada görüldüğünü kaydeden Prof. Dr. Bahçeci tiroid bezinin az ya da çok çalışmasının yol açtığı sağlık sorunları hakkında şu bilgileri verdi: "Kilo alma, ödem, yüzde şişlik, saçlarda kabalaşma ve dökülme, kabızlık, aşırı adet kanaması, soğuğa tahammülsüzlük, kalp hızında yavaşlık, halsizlik, bitkinlik, kolay yorulma, güçsüzlük, içe kapanma, gebe kalmada zorluk gibi yakınmalar tiroid bezinin az çalışmasını yani hipotiroidiyi akla getirmelidir. Bunun aksine istem dışı kilo kaybı, sinirlilik, stres, kalp çarpıntısı, kalp hızında artış, ellerde titreme, aşırı terleme, uykusuzluk, saçlarda incelme ve dökülme, adet bozukluğu, kas güçsüzlüğü, bazen gözde dışa doğru büyüme ve boyunda kozmetik soruna yol açan şişlik gibi belirtiler tiroid bezinin çok çalışmasının yani hipertiroidinin belirtisi olabilir. Yine atrial fibrilasyon denilen bir kalp ritim bozukluğunun varlığında da mutlaka tiroid hormonu bakılmalıdır. Bazen de sadece boyunda şişlik şeklinde ortaya çıkabilir ki bu durumda diffüz veya nodüler guatr söz konusudur. Nodüler guatr da önemli bir sorun da tiroid kanserlerinin nodüllerde ortaya çıkmasıdır."
'MİKROBİK BİR OLAY DEĞİLDİR VE BULAŞICILIĞI YOKTUR'
Prof. Dr. Bahçeci tiroid bezinin çok sık görülen ve az çalışmasına yol açabilen otoimmün bir tiroid bezi iltihabı olan Hashimoto tiroiditi hakkında da bilgi verip uyarılarda bulundu. Bahçeci, "İltihap demekle birlikte bu hastalık mikrobik bir olay değildir ve bulaşıcılığı yoktur. Kadınlarda oldukça sık olarak karşımıza çıkmakta ve tiroid hormon düzeyi normal olduğu sürece hiçbir belirti vermemektedir. Bu nedenle özellikle genç kadınlarda, aile hikayesi olanlarda, gebe kalmakta zorluk çekenlerde mutlaka hem tiroid hormonu hem de Hashimoto tiroiditi'ni gösteren antikor düzeyine bakılmalıdır. Özetle belirli aralıklarla tiroid bezinin muayenesi, gereğinde tiroid hormon düzeyinin ölçülmesi her yaşta büyük önem gösterdiğinden mutlaka yapılmalıdır" diye konuştu.